İlk 10’um

Chick-lit türünde en sevdiğim yazarın muhteşem serisi. Bestseller ödüllerini sonuna kadar hakettiğini düşünüyorum. Baş karakter Becky Bloomwood (Brandon) 'un kimi zaman alışveriş tutkusu, kimi zaman tutumlu olma çabaları (ama sadece çabaları), şirinlikleri, sakarlıkları hem güldürüyor hem de acaba bende mi böyleyim dedirtiyor gerçekten. Becky'nin maceralarını çok sevdim.

"Adım Samantha. Yirmi dokuz yaşındayım. Hayatımda hiç yemek pişirmedim. Yer silmedim. Toz almadım. Düğme falan da dikemem. Yapmayı bildiğim tek şey kontratları yeniden düzenlemek ve müvekkilimi milyonlarca pound kâr ettirmek."
PASAKLI TANRIÇA, hayatı biraz daha ağırdan alması gereken genç bir kızın hikâyesi. Ki bu kızın artık kendini bulması, en önemlisi aşkı bulması gerekiyor. Ve elbette ki sözü edilen bu kızın, bir kenarda öylece durmasına alışkın olduğu ütü masasının ne işe yaradığını da artık uygulamalı olarak öğrenmesi gerekiyor.

çok eğlenceliydi.

baş karakterimiz Emma'nın da hepimiz gibi ailesinden,arkadaşlarından sakladığı bir sürü sırrı var. Fakat bir gün uçakta yaşadığı panik anında yanında oturan yabancıya bütün sırlarını bir bir anlatır. Bu yabancı çalıştığı şirketin büyük patronu çıkar ve kahkaha dolu maceralar sizi alıp götürür. çok muhteşemdi 😉

yazarın en eğlenceli kitaplarından biri. Poppy arkadaşlarıyla yemek yemeye gittiği otelde nişan yüzüğünü ve telefonunu kaybeder. yüzüğünü ararken çöp kutusunda başka bir telefon bulur. Sam adlı bir iş adamının asistanının telefonudur bu ve içinde önemli yazışmalar vardır. bir yandan kendi düğün hazırlıkları bir yandan Sam'in asistanlığına soyunan Poppy'nin hayatı tam bir komediydi. 

Lara hiç tanımadığı rahmetli büyük teyzesi Sadie'nin cenazesinde onun hayaletini görebilmeye hatta onunla konuşmaya başlar. onu başka kimse görmediği için gerçekten oldukça komik diyaloglar yaşandı . Sadie'nin ruhunun öbür tarafa geçebilmesi için kolyesinin bulunmasını ister. bu görevde Laraya düşer . gülmeye ihtiyacı olan herkese tavsiyemdir.

Yakışıklı ukalamız Drew ile onun aklını başından alan tatlı kızımız Kate'in hikayesi. en sevdiğim sahneleri Drew'un küçük yeğeni Mckenzie'nin olduğu bölümler. tam bir klişeydi ama oldukça eğlenceliydi.

birbirlerinden hiç hoşlanmayan hem komşu hem aynı okulda öğretmenlik yapan Haley ve Jason'un romantik komedisi. şiddetle tavsiye edilir. 

hem komik hem romantik hem de polisiye bir kitap. Island'a annesinden kalan mirasın peşinde olan bir sürü silahlı adamla yaşadığı olaylar,kaçırılması, ipuçları toplayıp mirasın yerini aramaları öyle güzel sürükleyici yer yer komediyle anlatılmış ki yazarın diğer kitaplarını da merak ediyor insan. ama maalesef türkiyede çevrilmemiş . yayınevlerine duyrulur😀

Lottie evlenmek istiyor öyleki tek arzusu bu. erkek arkadaşı bir türlü teklif etmiyor o da eski sevgilisiyle karşılaşıp evleniyor. ablası da boşanmaya çalışıyor ve Lottie'yi evlilikten vazgeçirmek için her şeyi deniyor. müthiş macera , olay örgüsü, diyaloglar ... iyi okumalar

Charley Davidson bir özel dedektif. aynı zamanda ölüm meleği. ölüm meleği derken kimseyi öldürmüyor ölülerin öbür tarafa geçebilmesine yardım ediyor. ölüleri görebilme ve onlarla konuşabilme becerisi sayesinde eski polis emeklisi babası ve şimdiki polis şefi amcasına bir çok cinayeti çözümlemede yardımı dokunuyor. bir de aşığı var göremediği ama hissedebildiği Reyes. 

devam serisi de olan bu ilk kitapta kahramanımız cinayete kurban giden üç avukatın katillerini bulmaya çalışıyor. malesef bizde 3. kitaptan sonrasını çevirmediler. ama gerçekten yazarın dili anlatımı olay kurgusu yer yer esprileri çok yerinde . herkese tavsiye ederim. 

okurken bolca güldüğüm kitapları listelemek istedim umarım sizlerde okur ve eğlenirsiniz ☺️😉